Bir ülkede her alanda verimliliği artırmak, eğitilmiş, yetiştirilmiş insan gücü ile mümkündür.
Verimliliği düşük yerlere bakın, hemen ARGE çalışmalarındaki cılızlık ve eğitilmemiş insan faktörü göze çarpacaktır.
Verimlilik konusunda Özel sektörün, devlet sektörüne göre biraz daha organize olduğunu, ARGE çalışmalarına daha fazla yatırım yaptıklarını görüyoruz.
Özel sektör ve devlet sektörü lafları her zaman kafa karıştırmıştır.
Buna girmek değil niyetim, yaşamımızı devam ettirmemize, güvenliğimize, özgürlüğümüze kısaca her şeyimizin teminatı devletimiz değil mi?
O zaman devlet, eğitilmiş toplum yaratmak için topluma projeler sunmalıdır.
Devlet sektörü için sallabaşı al maaşı yakıştırması yapılırken, özel sektörde, çalışanların, tepe kadroları hariç, üretimde çalışanlarının, demokratik hakları ile sendikal örgütlenmelerine çok ince ayarlar yapılmaktadır.
Ciddi bir bilgi birikimi ve beceri isteyen işlere, uygun eleman bulma ve kullanma meselesi, özel sektörde bile tam olarak, halledilemediğini biliyoruz.
Toplumda çok önemli bir işlev üstlenmiş siyaset kurumlarımız da, diğer sektörlerimiz gibi.
Oysa siyaset çok ciddiye alınması gereken konuların başında gelmelidir.
Devleti yönetmeye talip olan siyasi partilerin durumu da bu nedenle önem kazanmaktadır.
Siyasi partilerimiz de egemen olan anlayış ve demokrasi anlayışı, sadece delege seçimlerindeki tilki kurnazlıklarının üstüne kurulmuştur.
Söylemeye dilim varmıyor ama siyaset, ticaret ve paraya teslim olmuş görünmektedir.
Oysa Siyaset bilgi ve birikim istemektedir,
Halkla iç içe olmayı istemektedir, dürüstlük ve güvenirlik istemektedir.
O zaman siyaset bir derinlik kazanır, O zaman siyaset yaygınlaşır, O zaman siyaset demokratikleşir.
Ülkemizde Siyaset yapanların durumları, siyasetimizi sınırlamaktadır, daraltmaktadır, anlamsızlaştırmaktadır.
Siyasetin de kurumsallaşması gerekmektedir.
Sadece iktidara tepki koymak siyaset yapmak değildir.
Ülkenin nasıl yönetileceğinin hazırlıklarının yapıldığı laboratuarlar olmalıdır siyasi partilerimiz.
Öfkeyi örgütlemek siyaset yapmak değildir.
Medyaya ve lidere şirin görünmek siyasette başarı değildir.
Siyasilerin ülke için önerdikleri demokrasinin bir kısmını, mensubu oldukları siyasi partilerde yaşama geçirmelidirler. Yoksa ülkeye getireceğinizi vaat ettiğiniz demokrasiyi halkımıza anlatamazsınız, halkımızı buna inandıramazsınız.
Yasalar değişiyor ama siyaset ve siyasiler değişmiyor. Yetişmiş ve birikimli insanlarımızın siyasete kazandırılması gerekiyor.
Yaşadığımız sıkıntıların temelinde bu var.
Bunlar değişmeyince tabidir ki, ülkemizin kaderi de değişmiyor.
Projeye dayalı siyasi anlayışın, siyasi hayatımıza kazandırılmasını diliyoruz.